Oda No 3 / Profesör Elvira Sanchez

Profesör Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 16/11/08

Yavaş ve kati bir şekilde Çatlak Kazanın kapısından girdiler, Valencia ve Jack. Dışarısı sanıldığından soğuktu. Akşamdı ve ara ara yağmur tanecikleri atıştırıyor, bulutlu havayı daha etkili kılıyordu. Çatlak Kazan ise sıcaktı, ilk girildiğinde iliklere yerleşen sıcaklık insanı huzurla kaplıyordu. Valencia elindeki iki bavulla içeriye girdi. Yanında iki senedir beraber olduğu Jack vardı. Çatlak Kazana ilk gelişiydi ama sanki daha önceden görmüş bir eda ile etrafına bakınmaya başladı. Oda anahtarını almayan giden Jack'in ardından çantasına gözlüklerini koydu. Az sonra anahtarı alan Jack'le beraber merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladılar. Çatlak Kazana gelmeden önce yedikleri yemekten sonra biraz dinlenmek ikisininde hakkıydı. Siyah saçlarını yavaşça sallayarak Jack'i takip etti.

Uzunca bir koridorun sonunda yer alıyordu 3 nolu oda. Jack, kapıya doğru yönelerek, açtı. Içeri girdiklerinde geniş bir oda karşılarına geldi. Kapının ilersinde bir kırmızı koltuk vardı. Tam camın karşısındaydı ve sandığı kadar manzarası iyiydi. Sol tarafta başka bir oda vardı ve orası da yatakodasıydı. Yavaşça ilerleyerek içeriyi süzdü. "Sen geç, otur. Ben eşyaları koyayım." diyerek sol taraftaki odaya girdi. Geniş olmasa bile iki çift kişilik yatak sığacak kadar genişti. Kapının karşında bir gardırop vardı. Büyükçe ve eskiydi, içerdeki kırmızı koltuk gibi. Eski zamanlara göre dizayn edilmiş olmalıydı ki, duvarda asılmış olan bazı tablolardan bu anlaşılabiliyordu. "Güzel..." dedi, elindeki iki bavulu ve sonradan çeke çeke getirdiği bavulu yatağın yanına bıraktı. Eşya yerleştirmekle uğraşamayacaktı şu an.

Arkasında duran sehbanın üstünde duvara monte edilmiş büyük aynaya dikkatle baktı. Saçlarını hemen ensesinde topladı. Odayı süzmeye başladı. Üstüne giydiği uzun, askılı dizüstü elbiseye aynada baktı. Odadan dışarı çıktı ve az önceki kırmızı koltuğun üstünde oturmuş etrafı süzen Jack'in yanına oturdu. Eki bir koltuktu ama ne gıcıyor, ne de en ufak bir hasarı vardı. Görüntüsünün öyle olduğunu düşünüyordu. "Güzel odaymış. Hele oda." dedi, bacak bacak üstüne attı ve Jack'in elini tuttu. Yumuşak tenini, Jack'inkilerle birleştirdi. Ellerini kenetlemişti. Onda mutlak mutluluğu sonunda bulmuştu. Hayatta tek ona güveniyor ve en çok onu seviyordu.

Profesör Mesaj Sayısı : 27 Kayıt tarihi : 16/11/08

Sessizlik sürüyor, Elvirâ ile zaman akıp gidiyordu..Güzel bir yemeğin ardından dinlenmek yerine Elvirâ ile zaman geçirmeyi tercih etmek hoşuna gidiyordu..Hogwarts'ın başlamasına az bir zaman kalması onların da yavaş yavaş stres altına girmesini sağlıyordu..2 yıldır dolu dolu ilişki içinde olan Jack ile Elvirâ mutluydular..

" Hayatım artık zamanı gelmedi mi ? "

Evlenmeleri için son dönemleri geçiriyorlardı..Son zamanlarda bu düşünceler altında olan Jack ile Elvirâ ilişkilerini ciddi bir noktaya getirmek istiyordu..Jack sessizliği bozup konuyu açtıktan sonra Elvirâ'ya sıkıca sarılmaya başladı..Çok mutluydu..Gerçekten aşıktı..Hayatında en sevdiği kişi haline gelmişti Elvirâ...

Hayatında işleri dışında boş zamanlarında Elvirâ ile olmak ona keyif veriyordu..Ve şuan bulundukları odada akşam yemeğinin etkisinde bir ruh hali etkisinde olan Jack, Elvirâyı öpmek istedi bir anda..Ama bir anda bu düşüncesinden vazgeçerek düşünceleri başka ama çok başka yönlere, umutsuzluğa yöneldi..

Profesör Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 16/11/08

"Hayatım artık zamanı gelmedi mi?" dedi Jack ve hemen ardından Valencia'yı bırakmamak üzere sıkıca sarıldı. Sorduğu soruya bir anlam verememiş olsa da bu, sevgisinin daha fazla olduğunu gösteriyordu. "Neyin zamanı canım?" dedi, kafasını onun omzuna koyup etrafa bakınıyordu. Az sonra Jack'ten bir öpücük beklerken, an itibariyle bu düşünceden vazgeçmişti. Valencia ona doğru bakarak, Jack'in az önceki yarım kalan öpücüğüne devam etti. Dudakları şu an kenetlenmiş, uzun vadeli bir öpücük olmuştu.

Sarılmaya devam ediyordu Jack'e. Büyük bir öpücükten sonra yüzüne gelen bir tebessümle gözlerini kapattı. Kısa bir hayal peşindeydi ama gözlerini geri açarak karşı pencereden dışarıya bakmaya başladı. Birkaç ev dışında bir sürü ağaç görünüyordu. Jack'in yanında olmak ona huzur veriyor ve sevinçli olmasını sağlıyordu. Belki ilerde evlenebilirlerdi. Valencia bunun için erken diye düşünüyor olsa da Jack'in bu konuya olumlu baktığını biliyordu ve bu yüzden Jack'e evlilik için hazır olmadığını söyleyemiyordu.

"Benim uykum geldi, ya senin?" Kısa bir esnedikten sonra Jack'e sarılmayı bıraktı. Sadece onun elini tutuyor ve üzündeki o masum bakışa ve gülüşüne bakıyordu. Sevmekten daha çok ona değer veriyordu. Fazlasıyla değer veriyordu ve bunun için belki "hayır" olan evlenme kararını, "evet" yönünde değiştirebilecek kadar etkili bir karardı... Bu, onun için sevindirici bir karar olurdu, "evet" deseydi. Valencia her zaman maymun iştahlı biri olmuştur. Ve her zaman aldıklarının fazlasını istemeyi biliyordur... Jack'i de istiyordur, her yönüyle; o, zeki ve azimli birisiydi. Yakınınakilere değer verir ve onları korumayı bilirdi...

Profesör Mesaj Sayısı : 27 Kayıt tarihi : 16/11/08

" Valencia, biliyorum..Evlenmeyi istemiyorsun..Daha doğrusu erken olarak düşünüyorsun..Sana ısrar etmiyorum..Ama eğer ilişkimizi ciddi bir noktaya getireceksek yine de tahmini bir süre verebiliriz..Ben sana aşığım..Seni çok seviyorum, bunu sende gayet iyi biliyorsun..Sakın yanlış anlama, ben sadece seninle birlikte olmaktan çok mutluyum : ve söylediklerimin nedeni bu bitanem.. "

Jack konuşmasını bitirdikten uzun bir süre geçti..Ama ardından deminki öpücükden çok daha farklı şekilde olmak üzere Elvirâ'nın yüzünü yavaşça kendine doğru çevirdi ve onu öpmeye başladı..Her saniye ayrı bir heyecan uyandırıyordu..Kendini sadece Elvirâ'ya adamıştı..Saniyeler belki dakikalar geçti..Jack dudaklarını yavaşça çektiği anda Elvirâ'nın gözlerine içten bir şekilde bakmaya başladı ve bir anda gülümsedi ve ardından eliyle Elvirâ'nın öne düşen saçını arkaya doğru götürdü..

" Eee güzel bayan..Tatlı bir uykuya ne dersiniz ?.. "

Profesör Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 16/11/08

Uyku... Valencia'nın ilk isteyeceği şeydi. Uzun bir yol, soğuk, açlık... Bu nedenlerden Valencia'da yorulmuştur. Az önceki öpücüğüne karşılık Jack'te ona karşılık verdi, uzunca bir öpücük kondurarak. Ama öpücükten önce sarfettiği birkaç cümle hala aklında kalmıştı. "Valencia, biliyorum... Evlenmeyi istemiyorsun... Daha doğrusu erken olarak düşünüyorsun... Sana ısrar etmiyorum. Ama eğer ilişkimizi ciddi bir noktaya getireceksek yine de tahmini bir süre verebiliriz... Ben sana aşığım... Seni çok seviyorum, bunu sende gayet iyi biliyorsun... Sakın yanlış anlama, ben sadece seninle birlikte olmaktan çok mutluyum ve söylediklerimin nedeni bu bitanem.." demişti. Valencia iki saniyeliğine de olsa kendiyle çelişkiye düşmüştü. Yavaşça saçlarını düzeltip, gözlerinin içine bakan Jack'i dikkatle izledi. Valencia'yı çok seviyordu ve davranışlarından bunu anlamak mümkündü.

Valencia'da bunu biliyordu ama hazır değildi evliliğe, bazen düşündüklerini yapmak istiyordu; Jack'le bir ömür geçirmek... "Evet" diyebilirdi. Bu, zor olmasa gerekti. "Ee, güzel bayan...Tatlı bir uykuya ne dersiniz?..." Işte bu! Uyku... Uyumak... Valencia Jack'e güler yüzle bakarak kafasını salladı, "Neden olmasın? Belki de Bayan Meagretone olma zamanı gelmiştir, ha? Ne dersin," dedi, kısa bir kahkahayla. Ardından tekrar bir öpücük kondurarak, koltukta doğrultu ve ayağa kalktı. Saçlarını açarak, sağa sola salladı. Karanlık olmasından ışık yetersizdi. Valencia karanlıktan nefret ederdi ama Jack'le başbaşaydı. Arkasını dönerek Jack'e doğru baktı. Onun saçlarını çok seviyordu. Her dokunuşunda hissettiği zevki hoşuna gidiyordu.

Valencia iki ellerini Jack'e uzattı ve Jack iki elini de Valencia'nınkilerin üstüne koydu ve ayağa kalktı. Tam karşı karşıyaydılar şimdi. Jack, Valencia'nın az fazla uzundu ama burun burunaydılar resmen. Kısa bir öpücük kondurdu Valencia ve ona sarıldı. Kısa bir sarılmaydı, ardından, "Ben eşyaları yerleştireyim daha sonra yatabiliriz, yorgunum," dedi Valencia, Jack'e bakarak yatakodasına gitti. Onun yanındayken çok huzurluydu ve bu huzru kimsede bulamamıştı. Bulabileceğini de düşünmüyordu gerçi. Birkaç saatlik uyku hem Valencia için, hem de Jack için gerekliydi. O yüzden eşyaları çıkartarak geceliklerini giyecekti. Oraya bile Jack'siz gitmeye üşeniyordu, daha doğrusu kaybetmekten korkuyordu. Yersiz bir korkuydu ama onu herşeyden çok seviyordu.

Profesör Mesaj Sayısı : 27 Kayıt tarihi : 16/11/08

Ne cevap vermişti, ne de tepki..Belli ki artık herşey güzel bir uykuya bağlıydı..Elvirâ içeride düzenlemeler yapmak için birkaç söz ile o akşamı bitirir gibiydi..Jack ise konuşmadan sonra şöminenin oraya giderek üst tarafta bulunan içki koleksiyonundan en sevdiği viski şişelerinden birini eline alarak sırayla dizilmiş bardakların birine rastgele koydu..Viskiyi yudumlarken boğazında acı hissetmeye başlamıştı..Sanki gece ona ağır gelmişti veya ayrı bir sorun vardı..Her yudumunda parça parça gecenin özel bölümlerinden görüntüler aklına geliyor ve kafasını iyice karıştırıyordu..Bir anda sanki büyük sessizlik sonunda patlama olmuştu..Şaşırtıcı bir şekilde cama bir baykuş çarpmıştı..Özenle taşıdığı mektup ise ayrı bir dikkat çekiyordu..Ama baykuş birkaç saniye içinde kaybolmuştu ve mektup pencerenin önünde öylecesine, rüzgarın onu alıp götürmesini istiyor gibi hareket ediyordu..Jack pencerenin dibine giderek mektubu aldı ve çok sakin bir şekilde bardağındaki viskiyi dikerek bitirdi ve tekrar koltuklardan birine oturarak sehpanın üstüne bıraktı..Ardından mektubu açmadan incelemeye başladı..Sadece " Jack Meagretone " yazıyordu, o kadar..Mektubu Elvirâ yokken açıp okumaktan başka çaresi yok gibiydi..Mühürü kopararak mektubu zarfın içerisinden çıkartarak dikkatlice baştan sona okumaya başladı..

Sn. Bay Meagretone,

Hayatınızda gerçekleşecek olaylarla karşı kaldığınızı düşündüğümden sizi rahatsız ediyorum..Son zamanlarda sizi takip etmekte olabilecek kişiler olduğunu düşündüğümden uyarımı dikkate almanızı istiyorum..Sahip olduğunuz özellikler,yetenekler ve bilgiler başkaları için önemli olabilir..Dikkatli olmanızı öneriyor, iyi günler diliyorum..

T.D

" Artık kendi hayatımızı başkalarına mı soracağız !! "

Büyük bir bağırma sonucu sesi duvarlarda,odalarda ve sanki her yerde yankılanmıştı..Aldığı mektup kendisine bir ders veriyormuş gibi yazılmıştı..Gerçekten hayatta en sevmediği, en nefret ettiği olayla karşı karşıya kalkmıştı..Bağırdığı sırada ayağa kalkmış ve elindeki mektubu yere düşürmüştü..Sinirlenmesi yüzündeki hatları ortaya çıkarmıştı..Şimdi arkasını dönerek mektuba bakıyordu ve ani bir hareket ile asasını cebinden çıkardı..Biraz bekledi ve artık dayanamadı...

" Incendio Duo ! "

Çok sinirlenmişti..Ve T.D ismiyle birini bağlaştıramıyordu..Madem bunu söylüyorlardı, o zaman açıklamaları gereken asıl yerleri eksik bırakmamaları gerekirdi..Mektubu da artık yaktığı için inceleme gibi bir şansı yoktu..Artık ateşi söndürme büyüsü de yapsa kömür olan bir birinkitiyle işi olmazdı..Kendine hakim olamadığı zamanlar yaptıkları olaylardan biriydi bu..

Şimdi ne yapılırdı bilinmezdi ama bunu aklına takmadı ve kendine bir viski şisesini alarak şöminenin önünde içmeye başladı..Viski boğazını yakıyordu, ama kendini sakinleştirmenin en iyi yollardan biri buydu..Kendini şimdi yavaş yavaş yatıştırmaya başladı..

Profesör Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 16/11/08

Jack'e sarıldıktan sonra yatakodasına geçen Valencia, eşyaları kapının karşısında yer alan gardıroba yerleştirecekti. Yavaşça bavulları yatağın üstüne çıkartarak fermuarını açtı. Tek tek bunları gardıroba yerleştirecekti. Üşenmişti biraz ama, asa kullanmayıp kendi eliyle yapmayı tercih ediyordu. Açtığı fermuardan sonra içinden çıkardığı birkaç elbiseyi açtığı çekmenin içine yerleştirdi. "Çok sıkıcı..." dedi ve yatağın üstüne attı kendini. Bavullardan herhangi birini açtı ve iç gözdeki asasıyla tüm eşyaları gardıroba yerleştirdi bir anda. Üşenmişti, bu yüzden yapmıştı.

Gardıroba doğru ilerledi ve üstündeki uzun elibesi aniden çıkartarak geceliğini üstüne geçirdi. Hemen yatıp uyumak istiyordu. Gene dizüstü, askılı ve siyah renkte gecelik giymiş, üstüne gri renkteki bir ceketi geçirivermişti. Ardından Jack'i çağıracakken içerden haykırma sesi ve kısa bir patla sesine benzer bir şey duydu. Endişelenmişti, çabuçak kapıyı açtı ve karşısında duran Jack ve elindeki asayı gördü. Hemen ilersindeki kül olmuş bir kağıda asayı uzatmış sinirli bir yüzle ona bakıyordu. Zevk almış gibiydi o kağıdı yakınca. "N'oldu? Büyü kullanmazsın sanıyordum. Neden yaktın ve neydi o kağıt?" dedi, yüzündeki sinirli tavrı silmek istiyordu.

Yanına doğru ilerledi ve elindeki asayı aldı. Hemen yanındaki masaya bıraktı, ardından Jack'e döndü. " Bu güzel günü bozmak istemezsin, değil mi?" dedi ve elinden tutarak odaya doğru çekti. Bir an önce uyumak istiyordu. "Hadi, üstünü değiş, uyumak istiyorum!" dedi, üstündeki ceketi çıkardı ve yatağın yanına bıraktı. Hemen ardından yatağa kendini attı. Büyük bir özlemle gözlerini tavana doğru dikti ve Jack'i beklemeye başladı. Ara ara gözlerini kapatıyor Jack'in üstünün değişmesini bekliyordu.

Profesör Mesaj Sayısı : 27 Kayıt tarihi : 16/11/08

Jack hiç açıklama yapmadan, daha doğrusu yapamadan uyumayı karar bilmiş haldeydi..Kısa sürede yatak odasında üstünü değiştirdikten sonra tekrar salona gelerek pencereyi kapadı..Ardından birkaç yere göz attıktan sonra yatak odasına doğru gitti..

" Nox! "

Odadaki bütün ışıklar sönmüştü..Karanlığın içinde sadece yatak odasında bulunan gece lambası aydınlığı yayıyordu..Yatağa istemeye istemeye doğru gitse de yatağın yanında bulunan sehpanın üstündeki ışığı söndürerek yatağa süzüldü..Düşünceler..Kapkara, değişik, belki saçma belki de çok mantıklı düşünceler..Kafası karışmış olsa da artık enerjisi kalmamıştı..Gözlerini kapadı, ve derin bir uykuya daldı : kısa sürede..

RP okul açılmadan deneme yapılmak için yapıldığından kısa olmuştur ; yani RP sona ermiştir !

» Hogwarts Profesör Alımları